Bugün tarihlerden 01.05.2017 olması nedeniyle yazımızın da konusunu 1 Mayıs İşçi Bayramı (Emek ve Dayanışma Günü) oluşturmaktadır. Ülkemizde 1 Mayıs gününün işçiler adına önem arz etmesi ve kutlaması hadisesi Cumhuriyet dönemine denk gelse bile dünyada 1 Mayısın işçiler adına önemli olması ve bayram olarak kutlanması 1850’li yıllara dayanmaktadır. Yine resmi anlamda Cumhuriyet’in ilanından sonra 27 Mayıs 1935 tarihli “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun” ile 1 Mayıs “İşçi Bayramı” olarak kabul edildi. Geçmişte tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 1 Mayıs günü işçiler adına bayram olmasının ötesinde kanlı gösterilere sahne olmuş ve bir hak aramadan ziyade bedel ödemekten öteye geçememiştir. Ancak son zamanlarda tüm dünyada 1 Mayıs İşçi Bayramı gerçek bir bayram havası içerisinde kutlanmaktadır.
Bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun ziyaret etmiş olduğu bir fabrikada dile getirmiş olduğu ‘Emek Kutsaldır…’ ifadesi gerçekten çok yerinde olmuş ve günün anlam ve önemini anlamamız açısından bize bir gerçeği hatırlatmıştır. Peki nedir bu gerçek? Bu gerçek emek dediğimiz şeyin bir meta olmadığını, yani sadece para ile satın alınabilecek maldan öte bir manevi duyguları da içerisinde barındırdığı bütün olarak değerlendirmek doğru olacaktır. İşverenlerin de çalışanlarına sadece ücretini vermekle yetinmeyip onların emeğine saygı göstermeleri de bu bağlamda çok önemlidir. Tabi burada ücretin de işçiler için ne kadar önem arz ettiğini belirtmeden geçemeyeceğim.
1 Mayıs İşçi Bayramı’nda tüm işçi ve işveren sendikalarının çeşitli talepleri olmakta ve bu basına çeşitli şekillerde yansımaktadır. Burada çalışma barışı açısında devletimize de düşecek rol bu işçi-işveren sendikalarını ortak payda da birleştirmek olacaktır. Örneğin Asgari ücret tespit komisyonunun varlığı gibi. Yine çalışanları ilgilendiren Yasalar hazırlanırken de tarafların (işçi-işveren) görüşleri alınarak kanunlaşmalı aksi taktirde çıkan yasalar bir tarafı üzmekte ve dolayısıyla ekonomiye zarar verecektir.
1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla İşçi ve İşverenlerin taleplerini bu yazımızda kısaca şöyle özetleyebiliriz:
- Kıdem Tazminatında işçilerin maddi bir kaybı olmadan ve işverenlere de daha ağır maliyet yüklemeden bir çözüme kavuşturmak.
- Alt İşverenlerin (Taşeron işçilerin) tıpkı asıl işveren işçileri gibi yasal haklarını tam anlamıyla sağlamaya çalışmak.
- İşverenlere sağlanmış olan teşviklerin devam ettirilmesi.
- İşçilerin gelir vergisi kesintisi dolayısıyla ücretlerinde yaşanan düşüşlere son vermek.
- Ülkede sendika sayıları ile sendikalaşma oranını arttırmaya çalışmak.
- İşçi Sağlığı ve Güvenliği tedbirlerinin kontrolünün verimliliğini sağlamak.
- İşçi hak ve alacakları noktasında hızlı ve yerinde çözümler üretmek. (Arabuluculuk gibi.)
- Mevsimlik işçilere gereken desteği vermek (sigorta primlerinde eksik günlerin devlet eliyle ödenmesi gibi)
- Kayıt dışı ekonominin önüne geçerek haksız rekabeti sonlandırmak.
- Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerinin daha etkin bir şekilde kullanılmak suretiyle asıl ve asli görevleri arasında yer alan işsizler ile işverenleri hızlıca buluşturmak.
Çalışma Barışı ailesi olarak tüm işçilerimizin İşçi Bayramlarını tebrik eder İş Kazasız ve Refah düzeyi yüksek gelecek temennisi ile yazımızı sonladırıyoruz.