Yazar; Alper YILDIRIM
4857 Sayılı İş Kanunu’nda kıdem tazminatına ilişkin herhangi bir kuruma yer verilmemiş olup buna ilişkin olarak 1475 sayılı İş Kanunun 14. Maddesinin hükmü uygulanacaktır. 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi hükümleri dışında kalan tüm hükümleri 4857 Sayılı yeni İş Yasasının yürürlüğe girmesi sonucunda lav edilmiştir. Kıdem tazminatı, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesinde öngörülen koşul ve nedenlerle sona eren işçiye veya onun ölümü halinde ise yasal mirasçılarına işverence yapılan bir ödemedir. Bu koşullardan biri de, işçinin iş sözleşmesinin muvazzaf askerlik dolayısıyla feshetmesidir. Bir vatandaşlık görevi olan askerlik hizmetini yapmak üzere bildirim sürelerine uyarak iş sözleşmesini fesheden işçi kıdem tazminatını hak edecektir. Muvazzaf askerlik ödevi haricinde manevra veya herhangi bir sebeple silah altına alınan yahut herhangi bir kanundan doğan çalışma ödevi yüzünden işinden ayrılan işçinin iş sözleşmesi işinden ayrıldığı günden başlayarak iki ay sonra işverence feshedilmiş sayılır. İşte bu nedenle olsa dahil işçinin kıdem tazminatının ödenmesi gerekir. Tabi ki işçinin bu haktan faydalanabilmesi için o işyerinde en az bir yıllık kıdeminin olması gerekmektedir.
Buradaki düzenleme genel olarak askerlik hizmeti süresinin uzun olması nedeni ile zorunlu olarak iş sözleşmesinin feshi ile ilgilidir. Yeni düzenleme ile her ne kadar adı bedelli askerlik olsa bile burada 21 günlük zorunlu bir eğitim süreci (fiili askerlik hizmeti) olacağından işinden bu nedenle ayrıldığını belgeleyen işçi de doğal olarak kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Daha önce çıkan bedelli askerlikte böyle bir zorunlu eğitim süreci yer almadığı, dolayısıyla da aslında bir fiili askerlik hizmeti söz konusu olmadığından bu durumda kıdem tazminatı hakkı da ortaya çıkmamıştı. Yargıtay da konuyla ilgili olarak vermiş olduğu kararlarında; iş hukukunda tanınan bu hakkın fiilen askerlik yapmak için mecburen iş yerinden ayrılmak zorunda olanlara yönelik olması karşısında askerlik yükümlülüğünü yerine getirmek yerine bedelini ödeyerek bu yükümlülükten kurtulan işçi askerlik nedeniyle tanınan haktan yararlanamayacağına hükmetmiştir. Askerlik için fiilî olarak işten ayrılmak şarttır.
Ayrıca; 7146 sayılı Kanun’da yer alan, “Bu madde hükümlerinden yararlananlar temel askerlik eğitimi süresince çalıştıkları işyeri, kurum ve kuruluşlar tarafından aylıksız veya ücretsiz izinli sayılırlar” hükmü açısından ise, farklı bir durum söz konusu olabilecektir. Bu açıdan Kanun’un işçiye seçimlik bir hak tanıdığını, eğer işinden ayrılmak istemiyorsa, bu durumda bu hüküm gereği de ücretsiz izinli olarak askerlik hizmetini yerine getirebilecektir.
Sonuç olarak; İşçi askerlik hizmetini yerine getirmek üzere işten ayrılacağını, askerlik sevk belgesi ile ispatlayarak iş sözleşmesini bu gerekçe ile feshedebilir. Ayrıca işçiye işinden ayrılmayıp da bu bedelli askerlik süresi boyunca ücretsiz izne ayrılma hakkı bir alternatif olarak tanınmıştır.