Yazıda Neler Var
İşyerindeki İş Sağlığı ve Güvenliği Eksikliklerinin Bakanlığa Bildirimi
İş sağlığı ve güvenliği kanunun en önemli maddelerinden biri kuşkusuz işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları başlıklı 8. maddesidir, söz konusu maddede iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin çalışma şartlarından bahsedilmiştir. Söz konusu madde ile iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerine önemli bir yükümlülük de yüklenmiştir bu da bakanlığa bildirim yükümlülüğüdür. Kanunun 8. maddesine göre uzman ve hekim işyerinde tespit ettiği eksiklik ve aksaklıkları işverene yazılı olarak bildirmekle yükümlüdür. Söz konusu bildirim genellikle onaylı defter aracılığı ile yapılmaktadır, fakat Yargıtay ispat edilebilen her türlü bildirimi kabul etmektedir. Bildirimle ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz Onaylı Defter; Doldurulması, Saklanması ve Hukuki Durumu yazımıza göz atabilirsiniz. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanuna göre işverene yapılan yazılı bildirimler acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde, işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanınca, durum Bakanlığın yetkili birimine bildirilmek zorundadır. Söz konusu maddenin devamında ise bildirimden dolayı uzman ve hekimin sözleşmesinin sona erdirilemeyeceği hak kaybına uğratılamayacağı belirtilmiş, aksi durumda ise 1 yıllık sözleşme ücreti tutarından az olmamak üzere tazminata hükmedileceği belirtilmiştir.
Madde metnine bakıldığında tazminata hak kazanabilmek için;
- Uzman veya hekimin işverene ispat edebileceği bir bildirim yapması,
- Söz konusu bildirimin acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması,
- İşverenin bildirim nedeniyle uzman veya hekimin sözleşmesini feshetmesi ve hak kaybına uğratması, hususlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Söz konusu hususlara bakıldığında;
Bildirim Yapma
Uzman ve hekimin işyerinde tespit ettiği eksiklikleri ve tavsiyeleri işverene bildirim yükümlülüğü bulunmaktadır, kanunda yükümlülüğün şekli ile ilgili sadece yazılı ibaresi kullanılmıştır, söz konusu bildirimlerin onaylı defter aracılığı ile yapılması asıl olsa da bazı durumlarda Yargıtay e-mail yoluyla yapılan bildirimleri de kabul etmiştir. Buna göre yapılacak bildirim öncelikle onaylı defter aracılığı ile bu mümkün değilse e-mail vb. diğer yazılı araçlarla yapılmalıdır.
İşverenin Gerekli Tedbirleri Almaması
Kanun işverenin her türlü bildirimde gerekli tedbirleri almaması koşulunun bakanlığa bildirimini değil eksikliğin acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi durumunda bakanlığa bildirimi yükümlülük olarak getirmiştir. Söz konusu kanun metninden de anlaşılacağı üzere kanun koyucu durumları tek tek saymamış genel bir çerçeve çizmiştir. Burada en önemli kriter acil ve hayati tehlike kriteridir ve söz konusu kriterin tanımı da bulunmamaktadır, acil ve hayati tehlike kişilere göre değişiklik gösterebilmektedir. Diğer taraftan eksikliğin hem acil olması yani her an kaza meydana gelme veya hastalığa maruz kalma ihtimali olması hem de hayati olması yani eksiklik nedeniyle çalışanlar veya diğer kişiler önemli derecede zarar görebilecek olması hususlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Uygulamada hangi durumların hayati ve acil tehlike olduğu genellikle bilirkişiler marifeti ile kararlaştırılmaktadır. Acil veya hayati tehlikelere korkuluğu olmayan yüksek kısımlar, zemindeki derin boşluklar, koruyucusu olmayan dönen ekipmanlar verilebilir.
İşverenin Bildirim Nedeniyle Sözleşme Feshi
Uzman veya hekimin bakanlığa yaptığı bildirim nedeniyle işverenin uzman veya hekimin sözleşmeyi feshetmesi ve hak kaybına uğratması gerekmektedir. Günümüzde birçok fesih bildiriminde gerçek fesih iradesi bulunmamaktadır. Uzman veya hekim bildirimi nedeniyle sözleşmesinin feshedildiğini düşünüyorsa mutlaka dava açmalıdır. Özellikle bildirim sonrası yapılan iş müfettişi denetimi sırasında veya hemen sonra yapılan fesihler bildirim nedeni ile fesih sayılabilmektedir. Burada değinilmesi gereken bir diğer husus ise sözleşmeyi feshetmesi ibaresinden sonra gelen ve hak kaybına uğratması ibaresidir, her ne kadar kanun metninde ve bağlacı ile bağlanmış olsa da kanun gerekçesinde söz konusu ibare şu şekildedir; “Diğer yandan görevlerini yapmalarından dolayı sözleşmesi sonlandırılan veya hak kaybına uğratılanlara, yargı yerince maddede belirtilen miktarda tazminata hükmedileceği, ayrıca sözleşmeye konu olan kanunlardaki haklarının saklı kalacağı ve işe iade taleplerinin de buna dâhil olduğu öngörülmüştür.” gerekçede görüleceği üzere veya bağlacı bulunmaktadır ve kanun koyucu sadece feshi kastetmemiş fesih olmasa bile herhangi bir hak kaybına uğratılanlara da söz konusu tazminatın verilmesini amaçlamıştır. Buna göre kanaatimizce işveren uzman veya hekimin sözleşmesini feshetmese fakat ücretini düşürse, özel sağlık sigortasını kesse vb. durumlarda da söz konusu tazminata uzman ve hekim hak kazanabilecektir.
Yargıtay’ın İş Güvenliği Uzmanına 1 Yıllık Tazminat verilmesine hükmettiği kararın ilgili kısmı aşağıdadır;
“Somut uyuşmazlıkta; davalılara ait işyerinde iş güvenliği uzmanı olarak çalışan davacının iş sağlığı ve güvenliği konusunda 26/06/2015, 21/07/2015, 19/08/2015 ve 02/09/2015 tarihlerinde bir kısım eksiklikler tespit ettiği, buna ilişkin tutulan tutanakların bazılarında davalı işverenlerin de imzasının bulunduğu, davacının söz konusu eksiklikleri ve iş sahasında ölüm tehlikesi bulunduğunu 01/09/2015 tarihinde davalılara ayrıca bildirdiği, davalılar tarafından gerekli önlemlerin alınmaması üzerine davacının 06/09/2015 tarihinde elektronik posta yoluyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’na bildirimde bulunarak işyerinde denetim yapılmasını istediği, İş Teftiş … Grup Başkanlığı tarafından 17/11/2015 ve 18/11/2015 tarihlerinde yerinde yapılan inceleme sonucunda 23/12/2015 tarihli inceleme raporunun düzenlendiği, teftişe konu şikayette belirtilen ve hayati tehlike oluşturan 7 adet hayati noksanlığın teftiş sırasında giderildiğinin inceleme raporunda yer aldığı, davacının iş sözleşmesinin ise 10/09/2015 tarihinde ihbar tazminatı ödenmek suretiyle davalılar tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre, davacının iş güvenliği uzmanı olarak 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 8. maddesinin 2. fıkrası kapsamında işyerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hayati tehlike arz eden ve acil durdurmayı gerektiren eksiklik ve aksaklıkları yazılı olarak davalı işverenler ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yetkili birimine bildirdiği, bu bildirimden dolayı davalılar tarafından davacının iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmış olup, bir yıllık sözleşme ücreti tutarından az olmamak üzere davacının tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.[1]”
[1] 9. Hukuk Dairesi 2020/4467 E., 2021/7646 K.