Yazar; Mehmet SOLAK
Kıdem Tazminatının Hesaplanması
Eski 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki 14. maddesine göre; kıdem tazminatına hak kazanılması halinde işyerinde çalıştığı her tam yıl için işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. 1 yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır. Aynı maddenin devamında kıdem tazminatının son ücret üzerinden hesaplanacağı belirtilmiştir. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi sabit olmayan ücretlerde son 1 yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur. Buna göre son ücret veya ortalama ücretin esas alınması olmak üzere 2 ölçüt esas alınarak hesaplama yapılır.
Belirtilen bu son ücrete; işyerinde işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutularak giydirilmiş ücret bulunmaktadır. Buna göre asıl ücretin dışında işçiye ayni veya nakdi verilen yemek, servis hizmeti, süreklilik arz eden ikramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında son ücrete ilave edilir.
Son Ücret Kavramı
Son ücret kavramı, işçinin iş ilişkisi kapsamında iş gördüğü ve ücrete hak kazandığı en son brüt ücreti ifade eder. Bu bağlamda kıdem tazminatı hesabında esas alınacak son ücret, yargı kararında da belirtildiği gibi iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir (Y. 9. HD E. 2017/6160 E.No, 2017/15926 K.No, 17.10.2017 tarihli karar ). Örneğin asgari ücretle çalışan bir işçi, yeni yılla birlikte asgari ücrete yapılan zam neticesinde 2019 yılı 5 Ocak tarihinde iş akdine son verildiğinde kıdem tazminatı, uygulamada yanlış bilinenin aksine 2018-Aralık ayında ödenen asgari ücret yerine yeni yılın zamlı asgari ücreti üzerinden ( 2.558,40-TL) hesaplanmalıdır.
İhbar ve Askıya Alma Halinde
İhbar bildirimi yapılarak suretiyle yapılan fesihte son ücret ise; önelin bittiği tarihte fesih gerçekleştiğinden, önelin bittiği tarihteki ücret esas alınmalıdır. Bildirim öneli tanınmaksızın ancak ihbar tazminatı da ödenmeden işverence yapılan fesih durumunda ise, bildirim öneli sonuna kadar işyerinde uygulamaya konulan ücret artışından iş sözleşmesi feshedilen işçinin de yararlanması ve tazminatının bu artan ücret esas alınarak hesaplanması gerekir. Esasen yargı kararları da bu yöndedir. (Y.7.HD, E. 2015/2861, K. 2015/1523, 16.02.2015 tarih)
Mevsimlik çalışmalarda olduğu gibi iş ilişkisinin askıya alınması ve askı süresi içinde iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret, iş sözleşmesinin askıya alınmasından önce hak kazanılan son ücret olmalıdır.
İşe İade Sonucu Ücret
İşe iade davasının yargılaması sonucunda en çok 4 aya kadar olan sürenin işçinin hizmet süresine ekleneceği öğreti ve yargı kararlarınca da istikrar kazanmıştır. Yine işçinin işe alınmayacağının açıklandığı veya bir aylık işe başlatma süresinin sonu, fesih tarihi olarak kabul edilmeli ve tazminata esas alınacak ücretin de, fesih tarihindeki ücret olması gerekir. ( Y.9.HD. 25.01.2010, 2008/16356 E, 2010/1303 K)
Kısa Süre Önce Zam Yapılması Halinde
İşçinin ücretine işten ayrılmadan kısa bir süre önce zam yapılması halinde, tazminata esas ücret; işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır. Burada işten ayrılmış olunan tarih ile zammın yapıldığı tarih arasındaki ücret, gün sayısına bölündüğünde; aynı sonucu çıkaracağından tazminatın hesabında yine zamlı ücret esas alınacaktır.
Buna göre işçinin işten ayrılmadan önce maaşına zam yapılmış, ancak işçi zamlı maaşını almadan işten ayrılmış olsa bile; işçinin zam yapılan bu ücret üzerinden son ücreti hesaplanacağından brüt ücreti artık zamlı ücreti olduğundan, kıdem tazminatının da zamlı ücreti üzerinden hesaplanması gerekir.
Ücret Eklerinde Artış Olması Halinde Son Ücret
Prim, İkramiye gibi ücret eklerinde artış olması halinde bu ek ödemeler, dönemsel (düzenli) ve değişken olmalarına göre son ücret hesabı da değişecektir.
– Dönemsel niteliği olmayan parasal haklar bakımından; Yıl içinde yapılan ödemelerin 365 güne bölünmesi suretiyle bir güne düşen tutar belirlenmelidir. Örneğin tır şoförünün yıl içinde aldığı sefer (yol) primi aylara göre sürekli değişiklik gösterebilir ve belli bir dönemin hesaplamaya esas alınması zorluk taşıyabilmektedir. Bunun yanı sıra, dini bayramlarda işçiye yılda 2 kez ödenen bayram harçlığının, tarihlerin yıldan yıla değişmesi karşısında belli bir dönem için yapıldığını söylemek güçtür. Burada yapılacak olan, ödenen bu sefer primi ya da bayram harçlıklarının yıllık ödeme tutarlarının toplanarak çıkan sonucun 365 rakamına bölünmesi ile sonuca ulaşmaktır. Yılda bir kez yapılan parasal yardımların (yakacak yardımı gibi) tazminata esas ücrete yansıtılmasının, yıllık tutarın 365’e bölünmesi suretiyle gerçekleştirileceği bilinmelidir.
– Düzenli ve belirli aralıklarla ödenen Haklar bakımından; Kıdem tazminatı işçinin son ücreti üzerinden hesaplandığına ve yıl içinde artmış olan ücretlerin ortalaması alınmadığına göre ücretin ekleri bakımından da benzer bir durum söz konusudur. Örneğin işçiye yıl içinde 4 defa ikramiye verilen işyerinde, ilk üç ikramiyeye nazaran son ikramiyede artış olması halinde; son ücreti üzerinden kıdemin son ücret üzerinden hesaplanmasına ilişkin kanun hükmüne göre tazminata esas ücretin tespitinde dikkate alınacak ikramiye de bu son ikramiye olmalıdır. Hesaplamanın son dilim ikramiyenin ait olduğu dönemdeki gün sayısına bölünerek yapılması hakkaniyete de uygun olup, örneğimizi somutlarsak, yılda 4 ikramiye ödemenin olduğu bir işyerinde her bir ikramiye 3 aylık bir dönem için uygulanmaktadır. İşçinin artmış olan son ikramiyesinin ait olduğu bu 90 güne bölünmesi halinde bir güne düşen ikramiye tutarı, kıdem tazminatının son ücretten hesaplanacağı şeklindeki kanuni hükme de uygun düşmektedir. Bu, aynı zamanda yol ve yemek yardımı gibi ödemeler için yapılan uygulamayı da açıklamaktadır. Buna göre periyodik olarak ödenen ve yıl içinde artan parasal haklar yönünden son dönem ödemesinin ait olduğu dilim günlerine bölünmesi ile tazminata esas ücrete yansıtılacak tutar belirlenecektir.
Ücretin Gerçek Değerinin Altında Belirlenmesi Halinde
Yüksek mahkeme tır şoförleri özelinde verdiği kararlarında “ uygulamada ağır vasıta ve özellikle tır şoförleri bakımından gidilen mesafeye göre yol primi adı altında ödemeler yapıldığı görülmektedir. Çoğunlukla asgari ücret seviyesinde sabit ücret ödenmekte ve ücretin esaslı kısmı belirtilen primlerle sağlanmaktadır. Yoksa yurt dışına sefer yapan bir tır şoförünün sadece asgari ücretle çalışmayacağı bilinen bir gerçektir. Böyle olunca tazminata esas ücretin tespitinde yol primi adı altında yapılan ödemelerin de dikkate alınması gerekir. ” demek suretiyle gerçek ücretin zımni olarak ekini oluşturması nedeniyle kıdem tazminatı hesabında son ücretin belirlenmesi amacıyla sefer (yol) primlerinin de dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir. (Y.9.HD. 25.01.2010 tarih, 2008/16356 E, 2010/1303 K ve Y.9.HD. 7.2.2005 gün 2005/950 E, 2005/3328 K.)
Son tahlilde; kıdem tazminatına esas son brüt ücret; işçiye en son ödenen maaş değildir. İşçinin işten ayrıldığı gün itibariyle hakettiği brüt ücreti neyse, henüz daha ödenmemiş olsa da, tazminat hesabında bu ücretin dikkate alınması gerekir. Bu anlamda işçinin ücretine işten ayrıldığı gün itibarıyla zam yapılmışsa, kıdem tazminatına esas olan ücreti yine bu zamlı ücreti olacaktır.