Yazar;Alper YILDIRIM
5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun kısa adı ile Basın İş Kanunu olarak da bilinir. 13 Haziran 1952 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiş, 20 Haziran 1952 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış ve aynı gün yürürlüğe girmiştir. Basın işkolunda işçi sıfatından ayrı bir şekilde, gazeteci olarak çalışan kişiler ve işverenleri arasındaki ilişkiler ve çalışma koşulları Basın İş Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunda, başta gazeteciler olmak üzere Türkiye’de yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki “işçi” tarifi kapsamı dışında kalan kimselerle bunların işverenleri hakkında uygulanmaktadır. Bu Kanun kapsamına girmekle beraber Devlet, valilik ve belediyeler, İktisadi Devlet Teşekkül ve müesseseleriyle sermayesinin yarısından fazlası bu teşekküllere ait şirketlerde istihdam edilen memur ve hizmetliler hakkında ise bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
Peki Kanunda belirtilen gazeteci tanımından basın kartı olması mı anlaşılmalıdır?
Tabiki de HAYIR!
Basın kartı, uygun görülen kişilere Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından verilen bir karttır. Bu kart, Basın İş Kanunu hükümlerine uygun sözleşme yapılarak çalıştırılan, gazetecilik faaliyetinde bulunan kişilere verilmektedir. Basın kartının veriliş amacı düşünüldüğünde bu kartın gazetecilere verildiğini kabul etmek gerekir. Ancak basın kartı olmayan kişilerin Basın İş Kanunu hükümlerine tabi olmayacağı anlaşılmamalıdır. Burada yukarıda tanımdan da anlaşılacağı üzere asıl olan yapılan işin fikir ve sanat işi olup olmayacağıdır. Eğer ki yapılan asıl iş fikir ve sanat işi oluyor ise söz konusu çalışan Basın İş Kanunu hükümlerine tabi iken yapılan asıl iş fikir ve sanat işinden ziyade 4857 Sayılı İş Kanununda yer alan işçi tarifi kapsamında yani bir iş sözleşmesine dayalı gerçek kişi ise bu durumda çalışan 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilerek işlem yapılması esas olunacaktır.
Öte yandan 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 38 inci maddesinde, özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanların da 5953 sayılı Kanunun kapsamında olduğunu açıklanmıştır. Özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanlar yönünden fikir ve sanat işi yapma koşulu söz konusu değildir. Ancak haberle ilgili birimde çalışma kavramı, haberin oluşumuna doğrudan katkı sağlama olarak değerlendirilmelidir. Buna örnek verecek olursak haber müdürü, muhabir, foto muhabiri, spiker, haber kameramanı gibi çalışanlar gazeteci olarak değerlendirilmelidir. Bununla birlikte, uplink görevlisi, şoför, diğer teknik ve idari personelin, haberin oluşumuna doğrudan katkıları olmadığından gazeteci kavramına dahil değildirler. Burada görüleceği üzere bir televizyon kanalında haber muhabiri olarak çalışan işçinin basın kartı olup olmadığına bakılmaksızın söz konusu çalışanın 5953 sayılı Basın İş Kanunun kapsamında olduğu açıktır.
Ayrıca konuya ilişkin Yargıtayın karında da özetle; sarı kart yani basın kartı koşulu aranmaksızın özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanlar da 5953 sayılı Basın İş Kanunun kapsamındadır. Yine Yargıtayın diğer bir kararında internet haberciliği yapan birimlerinde bu kanun kapsamında olacağına ilişkin kararı bulunmaktadır.
Sonuç olarak Basın İş Kanununun öngördüğü ve yukarıda belirtilen koşulların olması durumunda Sarı basın kartı sahibi olup olmadığının bir anlamı yoktur. Önemli olan yapılan asıl işin fikir sanat işi olması veya kişinin 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 38 inci maddesinde, özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışmasıdır.
Ayrıca belirmek gerekir ki 5510 sayılı Kanunun 40. Maddesinde özetle;
5953 sayılı Basın İş Kanunu gereğince çalışanlara, her (360 gün) yıl için 4/1 oranında yani 90 gün yıpranma hakkı veren 5510 sayılı Kanun, “Basın Kartı Yönetmeliğine göre basın kartı sahibi olmak suretiyle;” maddesini içerdiğinden basın kartı olmayan ancak 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamında yer alan gazeteciler basın kartı sahibi değilse, emeklilikleri hesaplanırken yıpranma hakkından yararlanamıyor. Bu nedenle, gazetecinin Sarı Basın Kartı aldığı andan itibaren işveren tarafından SGK’ya 32-A’dan bildirilmesi gerekiyor. Bu durumda da İşverene yükümlülüğü ise yüzde 1.5’ luk ilave prim farkı olarak dönüyor…